Web Siteniz Yavaş mı? Bu Küçük Detay Size Satış Kaybettiriyor Olabilir
- Aşkım Çağlar Gedik
- 13 May
- 2 dakikada okunur

Merhaba MoWebBlog okuyucuları! Hiç internetten bir şey alacakken site yavaş açıldığı için vazgeçtiğiniz oldu mu? İşte bu yazıda, site hızı gibi küçük görünen bir detayın aslında satış oranlarınızı nasıl etkileyebileceğini, bunu nasıl ölçtüğümüzü ve düzeltmek için neler yapılabileceğini anlatacağım. Anlatacaklarım teknik gibi görünebilir ama her şeyi basit ve herkesin anlayacağı şekilde açıklayacağım. Hadi başlayalım!
Site Hızı Neden Önemli?
Bir kullanıcı web sitenize girdiğinde, sayfa geç açılırsa genellikle şunu yapar: beklemeden çıkar.
Bu durum sadece kötü bir deneyim yaratmaz, aynı zamanda size potansiyel bir müşteriye mal olur. Yani kullanıcıyı daha alışveriş yapamadan kaybedersiniz.
İşte tam bu noktada devreye iki önemli kavram giriyor:
LCP (Largest Contentful Paint): Sayfanızdaki en büyük içeriğin (genelde bir resim ya da başlık) ne kadar sürede yüklendiğini ölçer.
FID (First Input Delay): Kullanıcı bir tuşa bastığında ya da bir bağlantıya tıkladığında, sitenizin ne kadar sürede yanıt verdiğini gösterir.
Kısacası:
LCP: Sayfa görsel olarak ne kadar hızlı açılıyor?
FID: Tıklamalara ne kadar hızlı tepki veriyor?
Google, iyi bir kullanıcı deneyimi için bu değerlerin düşük olmasını öneriyor.
Bir Müşteri Örneği: Yavaşlık Satışlara Nasıl Zarar Veriyor?
MoWeb olarak destek verdiğimiz bir e-ticaret sitesinde bu durumu yakından yaşadık.Sitenin yüklenme süresi uzundu. Müşteriler özellikle ürün sayfalarında beklerken sayfadan çıkıyordu. Yani daha alışveriş yapamadan siteyi terk ediyorlardı.
Yaptığımız ölçümlerde şunu gördük:
Sayfa yavaş yüklendiği için her 100 kişiden yaklaşık 3’ü alışverişi tamamlamadan çıkıyordu.
Bu da aylık bazda ciddi bir satış kaybı anlamına geliyordu.
Neler Yaptık? – Basit Ama Etkili
4 Adım
Bu sorunu çözmek için teknik ama etkili bazı adımlar attık. Kısaca anlatayım:
Barındırma Hizmetini Değiştirdik: Daha hızlı sunuculara geçtik. Bu, sitenin genel yüklenme hızını artırdı.
Görselleri Küçülttük: Resimleri özel formatlarla daha küçük boyutta yükledik. Bu, sayfanın daha çabuk açılmasını sağladı.
Gereksiz Kodları Temizledik: Sayfada çalışmasına gerek olmayan ama yine de yüklenen bazı kodları kaldırdık veya geç yüklenmesini sağladık.
Kullanıcıya Yakın Sunucular Kullandık: Farklı şehir ve ülkelerdeki ziyaretçilere daha hızlı ulaşmak için CDN (içerik dağıtım ağı) kullandık.
Sonuç Ne Oldu?
Bu iyileştirmelerden sonra:
Sayfalar daha hızlı açıldı.
Kullanıcılar site içinde daha fazla gezdi.
En önemlisi: satın alma oranı yükseldi.
Yani daha fazla kişi alışveriş yapmaya başladı. Dönüşüm kaybı dediğimiz %3 oranı, %0.7’ye kadar düştü. Bu, küçük gibi görünse de uzun vadede çok büyük bir fark demek!
Peki Bu Herkes İçin Geçerli mi?
Evet! Hangi sektörde olursanız olun, ister ürün satın ister hizmet sunun, web siteniz yavaşsa potansiyel müşterileri kaçırıyorsunuz demektir.
İyi haber şu ki bu sorun çözülebilir. Doğru adımlar ve doğru ekip ile sitenizi hızlandırabilir, hem SEO’da (Google sıralamasında) yükselebilir hem de satış oranlarınızı artırabilirsiniz.
Özetle Ne Yapmalıyız?
Web sitenizin ne kadar hızlı açıldığını test edin.
LCP ve FID gibi temel ölçümleri öğrenin.
Gerekirse profesyonel destek alarak bu süreleri düşürün.
Değişikliklerin satış ve kullanıcı davranışlarına nasıl yansıdığını gözlemleyin.
Unutmayın: Web siteniz, dijitaldeki vitrininizdir. Yavaş yüklenen bir vitrine kimse girmek istemez.MoWebBlog olarak bu konuda deneyim ve önerilerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.
Takipte kalın!
Comments